SANAL DÜNYANIN CEVHERLERİ




 SANAL DÜNYANIN CEVHERLERİ  



  Toplumlar
varlıklarını kuşaklarla sürdürür. Yaşadıkları dönemlerinin özellikleri
doğrultusunda yaşam biçimi, duygu, düşünce, değer ve dünya görüşü farklılıkları
gösteren bu kuşaklar arasında çatışmalar yaşanır. Nesiller arasındaki bu sorun
her çağda, her yüzyılda kendini belirgin olarak hissettirir. 



“Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir
şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı
çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar…” 



 Bu ifade, komşu
teyzenizin, amcanızın söylediği bir cümle değil; M.Ö. 350 yılında, dönemin
filozoflarından Aristotales tarafından dile getirilmiş. Yani o zamandan bu
zamana değişen bir şey yok… 



Nesiller arası
anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların önüne geçebilmek için öncelikle yaşadığımız
zamanı da kapsayan çağ insanlarının özelliklerini bilmek gerekir. 



Kuşak; yaklaşık olarak
aynı yıllarda doğmuş, benzer sosyal, politik, ekonomik, kültürel vb. olaylardan
etkilenmiş; ortak değer, beklenti ve davranışlara sahip guruplardır. Her
kuşağın hayatı algılama biçimleri, farklı iletişim tarzları ve davranış
biçimleri vardır. Bu nedenle içinde yaşadığımız süreçte birlikte yaşamakta
olduğumuz farklı kuşakları tanımak
durumundayız. Bu yaşanacak muhtemel sorunları çözmemize katkı sağlayacaktır.



Günümüzdeki kuşaklar; 1946 öncesinde doğan ‘Gelenekselciler”, 1947-1964
yılları arasında doğan ‘Baby Boomers
–Nüfus Patlaması Kuşağı-
‘, 1965-1979 yılları arasında doğan ‘X Kuşağı’, 1980-1999 yılları
arasında doğan 'Y Kuşağı' ve 2000 yılından sonra
doğan ‘Z Kuşağı’ mensuplarından
oluşmaktadır. 



 2010 yılından sonra
doğanları tanımlamak için Avusturalyalı fütürist Mark McCrindle ilk defa Alfa
Kuşağı
kavramını kullanmışsa da; son
10 yıldaki ışık hızında değişimi,
teknolojideki olağanüstü gelişmeleri, dijitalliğin hakimiyetini, uzay araçları
ile Mars’a, Ay’a seyahat ve yerleşim planlamaları yapılmasını dikkate
aldığımızda, 2021’den sonra doğanlara, bugünden itibaren  -Z Artı Kuşağı- adını vermem çok
abartılı olmayacaktır.  



Nüfus Patlaması Kuşağı; ‘Yaşamak için çalışmak gerekir’ felsefesiyle büyüyen insanların
oluşturduğu kuşaktır.  İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki “nüfus patlaması”
yıllarında 1 milyar bebeğin doğumu nedeniyle bu dönem, “Baby
Boomers” kuşağı olarak da isimlendirilmiştir. Bu kuşak, dünyadaki insan
hakları hareketlerine, telsiz, telefon ve radyonun altın çağlarına tanıklık
ederken Türkiye’nin bebekleri ise ihtilalin ve çok partili dönem sancılarının
arasında büyümüşlerdir. Bunlar, refaha, mal ve hizmetlere özlem duyan ve
sosyalistlerin, ‘küçük burjuva özlemcileri’ dediği 55-75 yaş aralığındaki
kuşaktır.  



X kuşağı; Bunların
yaş aralığı 40-55 arasında değişmektedir. Teknolojiye adapte olmakta ciddi
sorunlar yaşayan, değişimi kabul etmekte zorlanan, kurallara uyumlu, belirli
bir disiplinde yetişmiş, sabırlı ve otoriteye saygılı, iş sadakati yüksek



insanlardır. Ayrıca bu nesil için, “Önce çocuklarına daha sonra
anne ve babalarına baktılar” ifadesi de kullanılmaktadır. 
 



Y kuşağı; 20 ile
39 yaşları arasındaki nesli oluşturmaktadırlar. Teknolojiye bağımlı, hiyerarşik
çalışmayı sevmeyen, kendi işinin patronu olmayı isteyen kuşaktır.  Y
kuşağı, hayata gözlerini çok kanallı televizyonlarla açmış ve internetle
büyümüştür.  
Y kuşağı, kafasına
uymayan, saçma durum gördüğünde dayanamaz ve kaynamaya başlar. Adalet duygusu,
 bu neslin en temel değerlerindendir. 



Y kuşağı; X kuşağıyla da
tamamen kopuk olmayan, X ve Z kuşakları arasında tam bir köprü konumundadır. Y
kuşağının, ara bulucu ve iki kuşağa da ılımlı yaklaşan bir yapısı vardır. 



 Z  (Milenyum) Kuşağı;  Teknolojinin kucağında
doğan 0- 20 yaş arasındaki bu nüfus; teknolojiyle nefes alır, internet
aracılığı ile sosyalleşmeyi tercih eder. İnternet
sitelerinden arkadaş edinen bu kuşak, sanal âlemi etkin şekilde kullanır.
Dikkat süresi kısa, ancak aynı anda birden fazla işi yapabilme yetenekleri
yüksektir. Söylemek istediklerini karşı tarafa direkt söylemeleri, kuşak
çatışmalarını artırmaktadır. 



2000’den sonra doğan Z kuşağını Y kuşağından ayıran en
keskin fark, Z kuşağı çocuklarının neredeyse ellerinde akıllı
telefonlarla dünyaya gelmiş olmalarıdır. Dijital, bu nesil insanlarının
yaşamında büyük önem taşır. 



Y ve Z
kuşaklarının  (Yeni Nesil)
özelliklerini dikkate aldığımızda, “Nüfus Patlaması” ve “X” kuşağı
mensuplarıyla çatışmalarını görmezden gelemeyiz.  



İletişim becerisinin
istenilen düzeyde olmadığı, dinlemekten çok konuşmanın tercih edildiği,
çocuklar ve torunların kendileri gibi olmasını isteyen ebeveynlerin çok olduğu
toplumlarda bu kuşaklarla çatışma kaçınılmaz olmaktadır.  



BİZLERE DÜŞEN GÖREV 



Türkiye İstatistik
Kurumunun
 (TÜİK) verilerine göre, 2019 sonu itibarıyla 83 milyon 154 bin 997
kişi olarak belirlenen Türkiye nüfusunun yüzde
23,1'ini 0-14 yaş, yüzde 67,8'ini 15-64 yaş, yüzde 9,1'ini ise 65 yaş ve
üzerinin oluşturduğu dikkate alındığında;
 neredeyse
ülkemiz nüfusunun yarısını oluşturan yeni
nesille
çatışmanın önüne geçmek, daha çok 1980 öncesi doğumlu bizlere
düşmektedir.  



Kuşaklar arası çatışmalar
toplumda önemli problemlere dönüşürken eski kuşakların yeni nesli dinleyip
anlamaya çalışması,  eğitim politikaları belirlenirken gerekli
tedbirlerin alınması, toplumun gidişatı açısından son derece önemlidir.  



Ülkemizde yaşayan 1980 öncesi
doğumluların bir bölümü aşağıdaki tavır ve davranışları sergilemesine rağmen,
yeni nesille çatışmaktan kurtulamıyor.  



Sürekli telefonla,
bilgisayarla ilgilenen çocuklarımıza kızıyor, bazen, ‘’Bırak artık onu
elinden’’ diye bağırıyoruz. Ekrandan ayrılıp yemek masasına gelmeleri için
defalarca çağırdığımız oluyor. Ama onlar oralı değil. Ne zaman acıkırlarsa o
zaman sofrada oluyorlar. Ebeveyn korumacılığı ile onlara kol kanat germeye
çalışan bizler mi haklıyız, dijital dünyanın çocukları mı?.. Yeniliklere zor
adapte olan ebeveynler olarak olaya şöyle yaklaşamaz mıyız? Hava karardığı
halde hala eve



gelmeyen evladımıza bir tuşla
ulaşıp ‘’Geliyorum anne, otobüsteyim’’ açıklaması ile rahatlamıyor muyuz?..
Sınav sonuçlarına ulaşmak için dershanelerin rehberlik



servislerine koşmak yerine,
çocuğumuzun, ‘’Geçmişim anne… 80 almışım’’ açıklaması ile yüzümüz gülmüyor
mu?.. Son depremde Bayraklı’da enkaz altında kalan insanlarımıza, cep
telefonlarının IP numaraları üzerinden ulaşılınca hepimiz çılgınca sevinmedik
mi?..  



O zaman gelin, saklambaç,
birde bir,  körebe oynamayan ancak, dijital oyuncaklarıyla dünyaya
hakim olan çocuklarımıza öfkeyle değil, sevecenlikle yaklaşalım. 



     Her
zaman görüştüğümüz bir aile dostumuz var. Kızları Kıbrıs’ta mimarlık okuyor.
Geçen yaz şantiye stajını Torbalı’da tamamladı, bu yaz ‘ofis stajını’ yapacak.
Anne baba, kızları dizlerinin dibinde olsun, staja evden gitsin gelsin diyerek
harıl harıl tanıdık mimar arıyor. O ise oralı değil. ‘’Ben evrak taşıyan,
büroda çay demleyen, patronun misafirine kahve pişiren stajyer olmayacağım… İki
aylık stajım süresince okul bilgilerimin üzerine bir şeyler koymak istiyorum.
Derdim sadece bir formaliteyi yerine getirmek değil’’ diyerek bulunan mimarlık
ofislerini elinin tersiyle itiyor. Bizimkiler, biraz kızgın, biraz kırgın bir
şekilde yatak odasına çekiliyor. Mimarlık öğrencisi genç kızımızın ışığı ise
sabah ezanına kadar yanıyor… Haliyle de anne baba öğle yemeğinde iken o sabah
kahvaltısı yapmak için masaya geliyor… Anne babaya da şu açıklamayı yapıyor.
‘’Akşamdan beri araştırma yaptım. Biri Milano’da, diğeri Almanya’da olmak üzere
iki büyük merkezi olan Türkiye kökenli bir inşaat firmasının yetkilisine ulaştım…
Yazıştık. ‘Evraklarını gönder, ofis stajını ister Almanya’da, ister İtalya’da
yap’ dedi. Gönderirsiniz değil mi?..’’  



      Anne
baba şaşırmış, kızlarının stajını yurt dışında yapacak olmasından biraz
endişelenmişler ama artık karşılarında sadece bir evlat değil, dijital dünyanın
araştıran, sorgulayan, sonuca ulaşan bir temsilcisi olduğu için de sevinmişler,
böyle bir evlada sahip oldukları için onurlanmışlar, gözleri ışıldamış.



  İletişimin en önemli kuralı karşındakini
olduğu gibi kabul etmektir. Ne yazık ki hepimiz, hem iş hayatında hem de aile
yaşantımızda diğerlerini kendimiz gibi görüyor, onlardan aynı düşünce yapısını
ve performansı bekliyoruz. Göremeyince de çatışmaya başlıyoruz. Bu çatışmanın
en önemli nedenlerinden birisi, kuşakları anlamamak ve bizden daha becerikli
olduklarını bir türlü
kabullenememektir.        



 Nesiller X, Y, Z olarak
ayrılıyor. Bunlara ‘Baby Boomer’ ile sessiz kuşağı da ekliyoruz. Fakat
nesillerin belirli noktalarda birleştirilmesi,  aralarında geçişlerin
olması, toplumsal huzur için şarttır.



  BASKI VE PSİKOLOJİK SAVAŞ İŞE YARAMAZ 



Bu uyum aşamasında nesillerin
özellikleri devreye giriyor. Her bir nesil, birbirinin özelliğini bilir ve ona
göre anlayış geliştirirse ahenkli bir şekilde yaşamak ancak o zaman mümkün
olabilecektir. Baskı, psikolojik savaş, küskünlük, mobbing veya benzeri
yöntemler, bu sürecin her iki tarafta kalıcı tahribat bırakmasına sebep olur.
Ebeveyn ve çevre, yeni neslin davranışlarını ne kadar çok kötüleyip eleştirir
ve engellerse karşılığında o kadar nefret kazanır. Kısacası etkin dinlemeyi
başarmamız gerekiyor.   



Bize düşen görev; ‘Y+Z neslinin, sosyal dayanışma projelerinde dinamik olarak yer almasını
sağlamak, üretime katılmalarını teşvik etmek, toplum yaşamında bir bütünün
parçaları olduklarını anlamalarına yardımcı olmaktır’. Konumlarının
"özel"liğini  pekiştirerek onlara yeteneklerini nasıl
geliştirecekleri, neyi okumaları gerektiği değil okuyacaklarını nasıl
seçecekleri öğretilmeli; takım sporlarında yer almalarına imkan tanınmalı, ekip
projelerinde ödüllendirilerek teşvik edilmeleri sağlanmalıdır. Bunun için de
eğitimcilerin çözüm önerileri, ülkenin eğitim politikasında yer almalıdır. Aksi
takdirde durumun farkında olan bilinçli kişilerin ve doğru adımlar atan
ebeveynlerin bireysel çabaları sonuç vermeyecektir.
 



 Ailenin ve çevrenin yeni nesle ayak
uyduramamasının ve çocukta meydana gelen değişimlere karşı çıkmasının altında
yatan en önemli neden; bu değişimlerin çocuk ile aile ve çevre arasındaki
kopmanın başlangıcı olacağının hissedilmesidir. Oysa bu durum yaşanması gereken
bir süreçtir ve yaşanmak zorundadır.



 Yeni nesil ile aramızdaki çatışmaları sona
erdirmekte görev, bizlere yani seksen öncesi doğumlulara
düşmektedir.   



    Ünlü şair
Nazım Hikmet’in; 
   ‘’Ben sadece
ölen babamdan ileri, 
   Doğacak çocuğumdan geriyim…..’’ 



  Satırlarında belirttiği
gibi yeni neslin bizden
ileri olduğunu kabul etmemiz, onların içlerindeki cevherin daha rahat bir
şekilde ortaya çıkmasının ve çağı aydınlatmasının yolunu açacaktır. Bu
yaklaşım, onların başarılarını artıracak destek ve tedbirlere eğilmemizi
sağlayacaktır. Onları göz teması ile dinlemek, sadece ebeveynlik görevimiz
değil, aynı zamanda ülkemizin gelişmesine, aydınlanmasına da hizmet olacaktır.
 



       Son söz;  ‘Çocuklarınızı dinleyiniz, destekleyiniz,
sizden ileri olduklarını kabul ediniz ve kendi döneminiz için değil;
yaşadıkları ve yaşayacakları dönemler için yetiştiriniz’. 



     Suhal ERİŞ 



                                                                        M.E.B.
Emekli Müfettişi 



  Kaynakça:



1. X, Y ve Z Kuşakları
Nedir?  Ahmet BALAT



2.  XYZ Nesillerinin Farklılıkları Bülent ERGAN Dijital İtibar
Yönetimi



3. XYZ Kuşakları Hakkında Gülbin GÜMÜŞ Bir Değerlendirme 

4. Kuşak Çatışması Uzm.Dr.
G.Meral ÖZGÜR  Psikiyatrist, Psikoterapist

5. Kuşak Çatışması Nedir?  İstanbul Rehberlik Derneği
Beylikdüzü

6. Kuşak Çatışması Dr. Binnur
YEŞİLYAPRAK

7.
www.acikbilim.com/2013/09//dosyalar/nesiller-ayriliyor-x-y- ve-z-nesilleri.html

8.
www.karakese.net/y-kusagi-ne-demek-59899.html







    Duyurular Diğer Haberler
  • Hisar Kalesi
  • ÖNCEKİ DÖNEMLERDEN BİR BURSİYERİMİZDEN GELEN MEKTUP
  • Öğretmenler Günü
  • 3. genel kurul
  • Kiraz tanıtım videosu1
  • KİRAZ TANITIM VİDEOSU
  • okullar açıldı
  • DERNEĞİMİZ FUAR' DA
  • 2022-2023 BURSLAR
  • 1800 YILLIK TARİH
  • GENEL KURUL ÇAĞRISI
  • SANAL DÜNYANIN CEVHERLERİ
  • S.S. S.S. İğdeli Ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifine bir ödül daha
  • BURSLARIMIZ
  • DERNEĞİMİZ 2020-2021 YILINDA 26 ÖĞRENCİMİZE BURS VERİYOR
  • 2020-2021 YILI BURSLARI
  • BURS BAŞVURU ŞARTLARI
  • HEMŞEHRİMİZ DEĞERLİ BÜYÜĞÜMÜZ HİLMİ DEĞİRMENCİ VEFAT ETMIŞTİR. ALLAH RAHMET EYLESİN.
  • Kiraz Kaymakamı ve Belediye Başkanımızı Ziyaret
  • İzmir Valimiz Sayın Erol Ayyıldız ı Ziyaret ettik..
  • ÖĞRENCİ BURSLARI
  • YENİ YIL TAKVİMİ
  • VEFAT
  • GENEL KURUL
  • VEFAT
  • GENEL KURUL
  • ÖDEMİŞTE 2000 KİŞİ İLE ZEYBEK
  • CUMHURİYET BAYRAMI
  • 1 eylül
  • zafer bayramı
  • Bayram
  • FENOMEN DAVULCU Tolunay Demirel SHOW
  • S.S iğdeli kooperatifinden Haberler
  • Mehmet kamer
  • KİRAZ İLÇEMİZİN TANITIMI
  • KÖFTE KEŞKEK GÜNÜMÜZDEN KALANLAR
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • ZİYARETLERİMİZ
  • KURUCU YÖNETİM İLK TOPLANTISINI YAPTI
  • OKKATAŞI
  • DERNEĞİMİZ
  • Yeni WEB sitemiz yayına alındı
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım

    Günün Sözü

      Yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz...