Kiraz’ın Suludere köyünde yılda üç defa Karakucak Güreşleri yapılırdı. Bu güreşler, Ramazan Bayramı'nda, Kurban Bayramı'nda ve Cumhuriyet Bayramı'nda yapılırdı. Bazen okul, bazen de cami yararına güreşler tertip edilirdi.
Güreşlerin başlangıç tarihi, kesin olarak bilinmemekle beraber bir asırdan beri yapılageldiği sanılmaktadır. Eskiden Suludere köyünden çok güreşçi çıkardı. Son kuşak güreşçiler, Raciun Önderlerin (Racun Amca)* kuşağı olmuştur. Racun Amca, 1963 yılında güreşi bıraktığını ifade etmiştir. Ondan sonra da doğru dürüst güreş yapılmamıştır Kiraz’da. Bunun gerçek sebepleri bilinmese de yeni neslin güreş sporuna meraklı olmaması veya ‘Güreş İhtisas Kulüpleri’ kurulmak suretiyle güreş sporunun desteklenmesi ve yaygınlaştırılması yönünde çalışmalar yapılamaması gibi sebepler sayılabilir.
1970’li yıllara gelindiğinde Lütfi Çatal önderliğinde Kiraz Belediyesi Boks İhtisas Kulübü kurulmuş ve başına Saffet Bozkurt Koçer isimli bir antrenör getirilmiştir. Kiraz Boks İhtisas Kulübü sporcuları, o yıllarda önemli başarılara imza atmıştır. Bu yıllarda güreş sporundan ziyade boks sporuna daha çok ilgi vardır. Ünlü Müslüman boksör Muhammed Ali’nin dünya şampiyonu olması, boks sporuna olan ilginin daha da artmasında önemli bir faktör olmuştur.
Ortaokul yıllarımda Belediye Boks Kulübü'nün yıldızlar takımındaydım. O tarihlerde İzmir’de Büyükler Boks Bölge Karşılaşmaları olurdu. Burada dereceye girenler, Türkiye Şampiyonası'na katılırdı. O dönemlerde Kiraz Belediyesi Boks Kulübü'nde Mustafa Kocaman, Kebapçı Cihat ve Numan Sarı isimli gençlerin Kiraz’ı boks sporunda başarı ile temsil ettiklerini hatırlıyorum.
1950 ve 1960’lı yıllarda Suludere köyünün gençlerine güreş sporunu sevdiren, babadan güreşçi güreş antrenörü Abdullah Çetin’dir. Abdullah Çetin, Diremsizin Hafızın oğludur.
Karakucak güreşlerinin yaygın olduğu yıllar Suludere köyünün ortasında büyük bir ceviz ağacı vardı. Ceviz ağacının olduğu yer, geniş ve kumluktu. Burada köyün gençleri güreş antrenmanlarını yaparlar, güreş bittiğinde de biraz ötede bulunan derede yıkanırlardı. Şimdilerde o eski dereler de kalmadı. Suludere köyü, kurudere köyü oldu.
Suludereli başarılı güreşçilerden Racun Önder anlatıyor: “Bir gün Ödemiş Güreş İhtisas Kulübü Başkanı Kadir Bey, Suludere köyüne Ödemiş’ten güreşçiler getirmişti. Kadir Hoca, Abdullah Çetin Hocayla asker arkadaşıydı. Zaman zaman komşu ilçelerin güreş kulüpleri, dostluk karşılaşmaları yaparlardı. Bir bayram günüydü. Kiraz Koru Motel'in olduğu yer, o tarihlerde çayırlıktı. Burada güreşe tutuşurduk. Antrenörüm Abdullah Çetin, beni misafir takımdan Çerkezköylü İbrahim Çiftçi ile eşleştirdi. Güreş meydanına çıktık. Cazgır bağırmaya başladı: 'Solumda Kiraz Suludere köyünden Racun Önder, sağımda Ödemiş Güreş İhtisas Kulübü'nden İbrahim Çiftçi.'
Ben, er meydanına çıktığımda rakibimi iyi bir incelerim. Önce biraz kaçak güreşir, rakibimin taktiklerini anlamaya çalışırdım. Neden sonra güreşe başladık. Rakibim, göğüs çapraz oyunu ile salto oyununu öğrenmiş. Ben, o oyunları iyi bilirim ama uygulamam. Çünkü o oyunlar güç ister. Ben önce bir sağ çektim ve rakibimi indirdim. Şakağının üzerine düştü. Rakibimin morali bozuldu. Bir de aynı oyunu soldan yaptım. Şakak kemiklerini ayrık otları kestiğinden kanamaya başladı. Sonra tek kol atarak önüme aldım. Kazık bağ oyunu yaparak yumruğumu kuyruk sokumu üzerine oturttum. Biraz soluklandıktan sonra bacaklarını yukarıya kaldırarak dallama oyununu uyguladım. Ayakta olursam ters sarma oyunu yaparım. Böylece İbrahim Çiftçi isimli güreşçiyi tuş ettim. Hacı'nın Kara Memed'i bu oyunla beş kez yendiğimi hatırlıyorum. Namı diğer Çerkez İbrahim’i dallama oyunu ile yendim. Ödemiş Güreş Kulübü Başkanı Kadir Bey geldi ve gözlerimden öperek tebrik etti.
Bir keresinde antrenörüm Abdullah Çetin de benimle güreş yapmak istedi. Suludere kahvesinin önünde bir çayır vardı. Ben soyundum. Ustam ise gömleğini çıkartmamıştı. Kendi oyunu ile ustamı yendim. Gömleği çayır yeşili ile boyanmıştı. Ustam, 2000 veya 2001 senesinde Suludere köyünde vefat etti. Allah rahmet eylesin. Benim üzerimde emeği çoktur. Bize güreş sporunu sevdiren kişidir. Nur içinde yatsın. "
Yazımız, haftaya devam edecektir. Selam ve muhabbetle esen kalın efendim.
(*) Raciun Önder, 1935 Kiraz Suludere köyü doğumludur. Yıllarını güreş sporuna adamış örnek bir sporcudur. Raciun ismi, Kuran-ı Kerim’de bazı ayetlerde geçmektedir. Raciun isminin telaffuzu zor ve zahmetli olduğundan olsa gerek halk arasında ‘Racun’ olarak bilinir. Raciun Önder, bugün 76 yaşındadır ve Ödemiş'te ikamet etmektedir. Racun Amca'ya bu yazının hazırlanmasında desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
