19. yüzyılın son çeyreğinde Ödemiş’te ağaların mücadelesi vardır. Emmioğulları ve Üzümoğulları aileleri, Ödemiş’te yönetimi ele geçirmek için sürekli mücadele halindedirler. Bu mücadele, Üzümoğlu’nun damadı Eğinli Hüseyin Ağa’nın sürgünde bulunduğu Midilli’den tekrar Ödemiş'e dönmesiyle daha da yoğunlaşmıştır. Netice olarak Emmioğulları ailesi zamanla gözden düşmüş, Üzümoğlu ailesi yönetimde söz sahibi olmuştur. Üzümoğulları, iki kardeş idiler. Aslında bu iki kardeş, Üzümovalıdırlar. Halk arasında Üzümoğulları olarak şöhret bulmuşlardır. Büyüğü İbrahim, küçüğü Ali’dir. Alaşehir’in Derbent köyündendirler. İbrahim Alaşehir’de bir suç işlemiş, kardeşi Ali’yi de peşine takarak Birgi’ye gelip yerleşmişlerdir. Sonra da Birgi Sancağı'na bağlı Semit köyüne gelip etrafı kollamaya başlamışlar. İki kardeş, bu köyde misafir olarak otururlarken bir gün Keles Ovası'nda Karaayak adı ile anılan bir zeybek türemiş. Karaayak; zeybeklik adı altında eşkıyalık yapıyor, halkın malına ve canına zarar veriyormuş. O devirde Keles, Birgi’ye bağlı bir nahiye idi. Durum yetkililere iletilmiş, bunun üzerine Birgi’de ikamet eden Bölükbaşı, kendisine gönüllü beş on yardımcı (kır serdarı) bulmak üzere Semit köyüne gelmiştir. Bazı gençleri devşirme suretiyle toplayarak Keles’te halkı dirliksiz eden Karaayak zeybeğini takibe çıkacaktır. Birgi-Semit köyünde berduş, evsiz barksız misafir sıfatıyla bulunan Üzümovalı iki kardeş de gönüllü olarak Bölükbaşı’nın himayesi altında bulunan kafileye katılmışlar ve hep birlikte Keles’e hareket etmişlerdir. ([1])
Keles Ovası'nda yapılan silahlı çarpışmada Üzümoğlu İbrahim, Karaayak zeybeğini gidip kendi eliyle yakalamış, kulağından tutarak getirmiş ve Bölükbaşı’na teslim etmiştir. Bölükbaşı, Üzümoğlu İbrahim’in bu üstün cesaretini görünce onu takdir etmiş ve bu hareketinden çok da memnun kalmıştır. Üzümoğlu İbrahim’i bir mükafat olmak üzere Birgi’de Bölükbaşı yamağı olarak görevlendirmiş ve bu vazifeyi Manisa’da ikamet eden devlet yetkilisi Kara Osmanoğlu’na tescil ettirmeyi de unutmamıştır. Karaayak zeybeği, Bölükbaşı’na teslim edildikten sonra yargılanmış ve hapse atılmıştır. Hapisten çıktıktan sonra akıbeti bilinmeyen Karaayak, muhtemelen dağlarda gezen eşkıya çetelerine katılmış ve ömrünü dağlarda eşkıyalık yaparak geçirmiştir. Üzümoğlu İbrahim Ağa, bir müddet bu vazifede kalmış ve kendini muhitte tanıtmış, sevdirmiştir. Aldığı maaşla Semit köyünden bir miktar zeytin ağacı satın almış ve bu surette Birgi Sancağı’na yerleşmeyi düşünmüş, kısa bir zaman sonra Bölükbaşı, Siyek Sipahiliği boşalınca Üzümoğlu İbrahim Ağa’yı Siyek Sipahiliği’ne terfi ettirmiştir. Üzümoğlu İbrahim Ağa, bir müddet bu vazifede kalmıştır. ([2])
Üzümoğlu İbrahim Ağa boş durmamış, devlet erkanı ile yakın ilişkiler kurmaya gayret etmiş, onların gözüne girmeyi başarmıştır. Bu ilişkileri sayesinde Tire Voyvodası görevine atanmıştır. Kardeşi Ali Ağa’yı da Balyanbolu (Beydağ) Voyvodalığı'na tayin ettirmiştir. Aradan günler geçmiş, iki kardeş Ödemiş’te büyük bir konak yaptırmışlar. Bu konaklar eski Tekke Mahallesi, şimdiki Emmioğlu Mahallesi'nde bulunmaktaydılar. Üzümoğlu konakları zamanla yıkılmış, yerine İnönü İlkokulu binası yapılmıştır. Halen İnönü İlkokulu'nun bulunduğu sokağın adı, Eski Konak Sokağı'dır.
Değerli okuyucularım, bugün de tarih yolculuğumuzun sonuna geldik. Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Sağlık ve afiyetle, Allah'a emanet olunuz...