Gevrekçi Ese Emmi-2



Ese Emmi, okuma yazma bilmiyordu ancak cahil değildi. Bilmediğini bilen bir insandı. Cahil ise bilmediğini bilmeyenlere denirdi. Şapka giyeni şapkalı, hocayı takkeli veya sarıklı, gözlük takanı ise gözlüklü resmederdi. Benzerlik taşıyanları ise farklı fiziki özellikleriyle resmederdi defterine. Yeniköy’den Ömer Küçümen’in babası topalladığı için onu tek ayaklı resmetmiştir. Yeniköy İlkokulu bahçesinin duvarına çıkan çocuğa Ese Emmi şöyle diyor;“Ayranla aşa/ Sonra gelir başa / İn oradan paşa.                                         

Umurcalı Köyünden İsmail Acar anlatıyor: “Ese Emmi,‘Bozdağ’ın suyundan / Ödemiş'in unundan/ Yeni çıktı fırından/ Sıcak Gevreeeek’ diye bağırarak gevrek satardı. Bahçemizde bir incir ağacı vardı. Bu yüzden Ese Emmi, defterine incir ağacı resmetmiş. Babam da defter tutardı.  Defterine 365 gün hava durumunu yazardı. Bir de köyde doğan ve ölenleri yazardı .Bu defter, maalesef kayboldu" demiştir.

Ese Emmi, dedem Karabacak Ali’nin komşusu imiş. Dedemin iki yüz adet koyunu varmış. Bir ömür boyu çobanlık yapmış Ali dedem.  Ese Emmi, Karabacak Ali dedemi kepenekle kaval çalan bir çoban olarak resmetmiş. Diğer dedem Durmuş Ali Ağa’yı ise İngiliz külot pantolonlu olarak resmedermiş. O yıllarda köylerde bakkal olmadığından ekmek ve gevrek, eşekle satılırmış. Köy sakinlerinden Şevki Umurcalı, eşekle gevrek satmayı ve ticareti Ese Emmi'den öğrendiğini ifade etmiştir.                                                                                                                                        

Ese Emmi, köyde ziraatla uğraşan Mustafa isminde, Tâ lakabıyla tanınan bir köylüyü de çapa ile resmetmiştir. Ese Emmi'nin zihin kodlaması tekniğiyle geliştirdiği bu sistem, eğitimde çoklu zeka kavramı olarak geçmektedir ve eğitim terminolojisinde yer almaktadır.                         

Ese Emmi, Umurcalı’dan Yeniköy’e geçer, tarla ve bahçeleri tek tek gezerdi. İnsanların toplu olarak bulundukları kahveler, tarlalarda çalışan ameleler, düğünler, cemiyetler, milli ve dini bayramlar, Ese Emmi'nin satış yaptığı yerlerdi. Yeniköy’den ayrılıp Haliller’e doğru eşeğinin yönünü çevirdiğinde şöyle bir tekerleme söylerdi; “Haydi millet! /Bu yolcu düştü yollara/ Gider gari Hallara.”                                                  

Torunu Kadriye Yılmaz anlatıyor: “Dedem, veresiye defterine ekmek için bir çizgi atardı. Gevrekleri yuvarlak olarak resmederdi. Yeniköy’de Çolak İbrahim diye biri yaşardı. Onu kolsuz olarak resmetmiştir.”        

Ese Emmi, önceleri hali vakti yerinde biri iken zamanla fakir düşmüştür. İleri yaşlarda gevrek satarak hayatını idame ettirmeye çalışmıştır. Senelerce her gün eşeğiyle Kiraz’a gelip giden Ese Emmi, yaşlandığında Kiraz’a gidemez olmuştur. Fırıncı Atiye isimli işletmeci, cipiyle ekmek ve gevrekleri Umurcalı köyüne kadar getirerek Ese Emmi'ye destek olmuştur. Ese Emmi, ölümüne kadar gevrek satmaya devam etmiştir. Ölümünden sonra taziye için gelen bir yakını, veresiye defterinde yazılı paraları toplamak ister. Amacı, Ese Emmi'nin ailesine yardımcı olmaktır. Veresiye defteri, bu kişiye verilir. Gidiş o gidiş, ne defterden ne de defteri alan kişiden bir daha haber alınmaz. Keşke bugün ailenin elinde Ese Emmi'nin veresiye defteri olsaydı. Bir yüksek lisans tezi çıkardı o veresiye defterinden. Biz kelamı kaleme (yazıya) aktarmakta çok geç kaldık. Batı, bu tür değerlerini koruyor ve yaşatıyor. Somut ve soyut olmayan kültür varlıklarına sahip çıkıyor. Maalesef kültür varlıklarımızı korumakta çok geç kaldık. Kültür varlıklarımızı ve tarihi eserlerimizi koruma konusunda hala bilinçli sayılmayız.

Gevrekçi Ese Emmi, Umurcalı köyünde sembol bir isimdir. Şairliği, nüktedanlığı, hazırcevap oluşu, masal ve hikaye anlatımıyla çevrede ünlenmiş, adeta köyün Dede Korkut’u olmuştur. Bu kadar farklı yetenekleri bir arada bulunduran Ese Emmi, sosyal bilimler alanında bir yüksek lisans çalışmasını çoktan hak etmiştir. Ese Emmi, geriye araştırılması gereken büyük bir sözlü kültür bırakmıştır. Her köyde Ese Emmi gibi sembol isimler vardır. Onların aziz hatıralarını yaşatmak, hepimizin görevi olmalıdır. Gevrekçi Ese Emmi için siz değerli okuyucularımdan bir Fatiha okumanızı istirham ediyorum. Mekanı cennet olsun. Esenlikle kalın efendim.



    Tarihimizden Diğer Haberler
  • KİRAZ İSABEY CAMİİ-2
  • Şükrü Hocaların Hanı
  • Kiraz’ın bağrında hayvan hastanesi olmaz
  • Kiraz, yayla hayvancılığı ile de kazanır
  • Suludere Yeraltı Barajı aciliyettir
  • Büyük olsun, hepimizin olsun
  • ÖNCÜ (ÖNDER) ARANIYOR.
  • KONU KİRAZ’a HİZMET İSE ....
  • Seferihisarlı patron Kiraz’a da uğrasa
  • DOKUNMAYIN BENİM YEŞİL(KELESiME) KİRAZI'MA
  • DAĞLARİNDA ÇİÇEKLER AÇMIŞ MEMLEKETİMİN
  • Kiraz’ın en önemli meselesi
  • Oldu mu başkanım????
  • Nerede o eski Ramazanlar…
  • Bir dostun ardından
  • Ah virüs vah virüs
  • Medeniyet dediğin
  • ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANIDIR
  • Zalimsin işte Amerika
  • Umurcalı Köyü Mezarlığı
  • KİRAZ’IN İHTİYACI DAYANIŞMA VE KUCAKLAŞMADIR
  • Offf ki offfff!!!!!
  • Çömlekçi köyü avarız defteri
  • Sonumuz geldi mi ne?
  • Gazozcu Hakkı-2
  • Yüreğim yanıyor
  • Satmışım anasını ben bu dünyanın
  • Gazozcu Hakkı Coşkun
  • Zehir yiyor, zehir içiyoruz
  • Sağduyu
  • Laf olsun torba dolsun
  • Laf olsun torba dolsun
  • Biraz nostalji
  • Kaymakam Sabit Arlı
  • Karaayak zeybeği
  • Başpehlivan Demirci Hüseyin
  • Gevrekçi Ese Emmi-2
  • Gevrekçi Ese Emmi
  • Dedenin Kahvesi
  • Kelesli Ayşe Hoca
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü-2
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü
  • Ulupınar
  • Han Yıkığı
  • Goca Keles(li) -2
  • GOCA KELES(Lİ)
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -II
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -I
  • Keles’in eski hanları (3)
  • Keles'in eski hanları (2)
  • KELES’İN ESKİ HANLARI (1)
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım

    Günün Sözü

      Yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz...