Han Yıkığı



Kiraz’ın en eski yerleşim yerlerindendir. Eski Kiraz-Haliller yolu ile Arabacılar Mahallesi'nden Umurcalı'ya bağlanan yolun kesiştiği yerde bulunur. Bu bölgede eskiden büyük bir hanın bulunduğu ve zaman içinde yıkıldığı kabul edilir. Kadim Han’ın yapılış tarihi, kesin olarak bilinmemekle beraber iki asır önce yapıldığı düşünülmektedir. Hanın adı, yapıldığı tarih ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak sözlü tarih bilgilerine dayanarak hanın 19. yüzyıl ortalarında inşa edildiği sanılmaktadır.

Han Yıkığı, Kiraz’ın önemli yerleşim yerlerinden biridir. Dört yol ağzında bulunmaktadır. Umurcalı'dan Haliller’e, Haliller’den dağ köylerine, Kemer’den Çömlekçi ’ye, oradan Karaburç’a, Karaburç'tan Alaşehir’e giden yolların kesiştiği noktada bulunan han, konumu itibariyle önemli bir kavşak noktasıdır. Ödemiş’ten gelen kervanlar, Okkataşı istikametini takip ederek eski Kemer köprüsünden geçerek Han Yıkığı’na ulaşırlardı.

Eski hanların avluları oldukça geniştir. Avluda binek hayvanlarını bağlamak için dam adı verilen odalar olurdu. Binek hayvanların suyu ve yemi verilerek bakımları yapılır, ertesi gün için yola hazırlanırdı. Han Yıkığı’nda bulunan han, iki katlı olup avlusu çok genişti. Avlusunda hayvanlar için ayrılmış odalar mevcuttu. Hanın üst kat odalarından biri müdür odası idi. Handa konaklayanların ihtiyaçlarını karşılamaları için berber, nalbant, hamam ve mescit bulunurdu. Hanın üst katları, otel odaları için ayrılmıştı. Odaların önleri, hayat dediğimiz koridorlara açılırdı. Bahçesinde büyük bir han çeşmesiolurdu. Çeşmenin önünde hayvanların su içmesi için konulmuş büyük bir yalak vardı. Han çeşmeleri, genellikle hanların girişlerinde ya da bahçesinde olurdu.

Birgi Şefik Bey Hanı, geç Osmanlı dönemi hanları mimarisine güzel bir örnektir. Kiraz Han Yıkığı’nda bugün mevcut olmayan tarihi hanın mimarisinin işlevsel olarak Birgi Şefik Bey Hanı ile benzerlikler taşıdığını söyleyebiliriz. Eski hanların bugünkü otelden farkı, binek hayvanları için ayrılan yerlerin olmasıydı.

Eski göçebeler; Kiraz’ın doğusundan, Denizli tarafından batıya doğru göç eden Yörük obaları, bu handa konaklardı. Ulaşımın binek hayvanlarıyla yapıldığı yıllarda Ödemiş’ten gelerek Okkataşı mevkiinden Kemer’e, oradan da Alaşehir’e giden kervanların durak yeri ‘Han Yıkığı' idi. Uzun yıllar han, yıkık ve harabe olarak kaldığından halk arasında ‘Han Yıkığı’ olarak bilinmektedir. Hanın ne zaman yıkıldığı da bilinmemektedir. Tamir edilmediği için uzun seneler yıkık ve harap bir vaziyette kalmıştır. Çevredeki evlerin birçoğunun temel taşları, handan temin edilmiştir. Hanın sahiplerinden veya yakınlarından olduğu sanılan Yeniköylü Çörçil de hanın taşlarından bir kule, yanına da bir kahvehane inşa etmiştir. Bu yapılar, halen ayakta olup kullanılmaktadır.

Handa konaklayanlar, kaldıkları odaların duvarlarına özlü sözleri (Kelâm-ı Kibar), handa konakladıkları tarihi, önemli gün ve olaylarla ilgili bazı detayları yazarlardı. Bu tür yazılar, sosyal tarihin konusu olduğundan araştırmacılara kaynaklık teşkil eden oldukça önemli belgelerdir. Faruk Nafiz Çamlıbel’in ‘Han Duvarları’ şiirinde geçtiği gibi. Rivayet edilir ki han odalarının duvarlarında Osmanlıca yazı ile özlü sözler ve şiirler yazılı imiş. “Sakla samanı gelir zamanı/ Ben bir han yaptırdım kiraz zamanı”. Yörede bu şiirin hikayesi de anlatılır. Bereketli bir sezon geçiren köylü, samanını depoya istiflemiş. O sene çok ağır bir kış olmuş, hayvanlara yedirecek bir şey kalmamış ambarlarda. Köylünün elindeki samanlar çok kıymete binmiş. Adam, elindeki samanları iyi fiyata satmış ve zengin olmuş. Kazandığı parayla da bir han yaptırmış.

Allah rahmet eylesin, Birgili Aziz Irgaç Amca bilge bir insandı. Kiraz’ın sevip saydığı ve değer verdiği akil bir kişiydi. Aziz Amca’nın babamın (Yusuf Hoca) üzerinde de emeği çoktur. Rahmetli Aziz Amca’nın Han Yıkığı’nda bulunan (Kadim Han’ın) duvarlarında okuduğu birkaç özlü sözü size nekletmek istiyorum: “Akçeyi israf eylemekten kendini pek sakla pek/Kalırsa düşmana kalsın namerde muhtaç olma tek”, “Yatma tilki gölgesine ko (bırak)aslan boğsun seni/Geçme namert köprüsünden ko (bırak) çay alsın seni.”

Küçük Menderes muhitinde tarlaların başına yapılan bazı bahçe evleri, kule şeklindeolup yöreye özel bir mimariyle yapılmıştır. Yaz aylarında ahali bu evlere göçer, bağ bahçe işleriyle meşgul olurdu. Kule şeklindeki yapılar, kerpiç yapılardır. Bu yüzden uzun ve sıcak yaz günlerinde bahçe evleri serin olurdu. Yaz bittiğinde kış hazırlıklarına başlanır, sonbaharda tekrar köye veya şehre göç edilirdi. Bazı aileler, mütemadiyen bu kule evlerde yaşarlardı. Evlerin önlerinde mutlaka bir çardak olurdu. Çardak, sıcak yaz günlerinde serin bir ortam sağladığından özellikle tütün işçiliği çardak altında yapılırdı. Yaz akşamları çardaklarda konu komşuyla yapılan sohbetlerinin tadı hiçbir yerde yoktur.

Kule adı verilen evlerin önlerinde genellikle çam veya çınar ağacı olurdu. Bu mimari şekli, dikeyine dikdörtgen bir yapı olup genelde iki katlıdır. Alt katı, hayvanların ahırı ve zahire deposu olarak kullanılan bölümdür. Üst kat ise ailenin yaşadığı yerdir. Üst kata çıkan merdivenin bittiği yerde kapanca adı verilen bir kapı olurdu. Bu kapı, tırkılanıp kapatıldığında alt kat ile üst katın teması kesilirdi. Kapanca, şehirden uzak bahçe evlerinde yaşayanlar için emniyet ve güvence olarak kabul edilirdi. Bir de hanay adı verilen evler vardır. İki katlı olup alt katı hayvan damı, üst katı ailenin yaşam yeridir. Genellikle iki odası olur. Odaların önünde hayat denilen genişçe bir balkon bulunur. Günlük hayat, bu bölümde geçtiğinden dolayı ‘hayat’ adı verilmiştir.



    Tarihimizden Diğer Haberler
  • KİRAZ İSABEY CAMİİ-2
  • Şükrü Hocaların Hanı
  • Kiraz’ın bağrında hayvan hastanesi olmaz
  • Kiraz, yayla hayvancılığı ile de kazanır
  • Suludere Yeraltı Barajı aciliyettir
  • Büyük olsun, hepimizin olsun
  • ÖNCÜ (ÖNDER) ARANIYOR.
  • KONU KİRAZ’a HİZMET İSE ....
  • Seferihisarlı patron Kiraz’a da uğrasa
  • DOKUNMAYIN BENİM YEŞİL(KELESiME) KİRAZI'MA
  • DAĞLARİNDA ÇİÇEKLER AÇMIŞ MEMLEKETİMİN
  • Kiraz’ın en önemli meselesi
  • Oldu mu başkanım????
  • Nerede o eski Ramazanlar…
  • Bir dostun ardından
  • Ah virüs vah virüs
  • Medeniyet dediğin
  • ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANIDIR
  • Zalimsin işte Amerika
  • Umurcalı Köyü Mezarlığı
  • KİRAZ’IN İHTİYACI DAYANIŞMA VE KUCAKLAŞMADIR
  • Offf ki offfff!!!!!
  • Çömlekçi köyü avarız defteri
  • Sonumuz geldi mi ne?
  • Gazozcu Hakkı-2
  • Yüreğim yanıyor
  • Satmışım anasını ben bu dünyanın
  • Gazozcu Hakkı Coşkun
  • Zehir yiyor, zehir içiyoruz
  • Sağduyu
  • Laf olsun torba dolsun
  • Laf olsun torba dolsun
  • Biraz nostalji
  • Kaymakam Sabit Arlı
  • Karaayak zeybeği
  • Başpehlivan Demirci Hüseyin
  • Gevrekçi Ese Emmi-2
  • Gevrekçi Ese Emmi
  • Dedenin Kahvesi
  • Kelesli Ayşe Hoca
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü-2
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü
  • Ulupınar
  • Han Yıkığı
  • Goca Keles(li) -2
  • GOCA KELES(Lİ)
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -II
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -I
  • Keles’in eski hanları (3)
  • Keles'in eski hanları (2)
  • KELES’İN ESKİ HANLARI (1)
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım

    Günün Sözü

      Yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz...