Seferihisarlı patron Kiraz’a da uğrasa
Kemal Sunal filmlerini severim.
Onun filmlerini izlerken ekrana veya beyaz perdeye sadece güldürü gözüyle bakmam, her senaryoda toplumsal bir eleştiri görürüm. Her filmde, talana, soyguna, riyakarlığa, sahtekarlığa bir başkaldırı olduğunu fark ederim…
Mesela Korkusuz Korkak filmi…
Hastane dosyalarının karışması sonucu altı aylık ömrünün kaldığını öğrenen Mülayim’i izlerken İstanbul’un haracını yiyen mafya babalarının aslında bir limonla bile devre dışı bırakılabilen çakma kabadayılar olduğunu görürüm.
Korkusuz Korkak’ta çok beğendiğim bir sahne de odacı Mülayim’in çalıştığı ofisteki yalakaların halidir. Ofis çalışanları, kendilerinin bakması gereken tüm dosyaları, üzerinde çalışması için Mülayim’in masasına yığar, ‘Patron geliyor’ haberini alınca da koşuşturarak dosyaları kendi önlerine alıp patrona iş yapıyormuş modunda görünürler.
Ben buna daha önce çalıştığım bir kolejde ve gazetede de tanık olmuştum. Patronun siyah cibi okul yolunda görülünce sabahtan beri odalarından çıkmayan müdürler bir anda koridorlara fırlar, kimi çiçeklerle, kimi temizlik görevlileriyle ilgileniyormuş gibi görünürdü. Patron da yerdi tabi… Çünkü karşısındakilerin önlerini düğmeleyip el ovuşturmaları onun da koltuklarını kabartır, erk sahibi olmanın dayanılmaz keyfini yaşardı.
Çalıştığım bir gazetede, muhabirler, editörler, grafikerler işlerini aksaksız yaparken, yazı işleri müdürleri ‘lay lay lom’ peşindeydi. Kimi önlerindeki bilgisayarlarda oyun oynar, kimi borsayı takip eder, kimi porno siteleri arasında dolaşırdı. Akşam saatlerine doğru en tepedeki isim aşağıya indiğinde de bir anda hazırlanan sayfaların yazıcı çıktılarının sıralandığı masanın başında toplanır, ‘’Tevfik Hoca bu resmi değiştir’’ , ‘’Muhip bu başlık olmamış’’ , ‘’Cafer, zemin rengini yeşil yap’’ türünden ifadelerle malum zata karşı ‘çok çalışıyorlarmış’ havasına girerlerdi.
BÜROKRATLAR SEFERİHİSAR İÇİN AYAKTA
Önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Azizi Kocaoğlu döneminde İzmir’deki bürokratların Seferihisar’a bakışı, Mülayim’in odacı olarak çalıştığı ofis memurlarının davranışlarıyla bire bir aynıydı. Seferihisar’dan gelen dosyalar, ya dolaplarda istiflenir ya da aylarca oradan oraya dolaştırılarak adeta süründürülürdü. Bu yüzden Seferihisar, Kocaoğlu döneminde diğer ilçelerin aldığı hizmetin binde birini alamadı. Çünkü ilçenin başkanı Tunç Soyer, adım adım büyükşehir adaylığına gidiyor ve Aziz Kocaoğlu’nun koltuğunu sallıyordu.
Ancak Tunç Soyer, Seferihisar Belediye Başkanlığı’ndan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna geçince İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki Mülayim’in oda arkadaşları, bir anda Seferihisar dosyalarının başına üşüştüler. Seferihisar Belediyesi’nden gelen istekler, ‘acil’ koduyla anında yerine getirilmeye başlandı.
Nitekim Tunç Soyer’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ardından başlatılan asfaltlama çalışmaları 1.5 yıla varmadan tamamlandı, yıllardır mezbelelikten kurtulamayan Kocaçay’ın ıslahı, patron gelince hatırlandı… Seferihisar yakında katlı otoparka da kavuşacak…
KİRAZ İÇİN DE KOŞSUNLAR
Büyükşehir Belediye Başkanı, yani İzmir’in büyük patronu… Seçimden sonra size ez az oy çıkan Kiraz’ın bir mahallesini ziyaretinize ve kovan desteğine teşekkür ederiz. Fakat o ziyaretin arkası pek gelmedi. Ara sıra Kiraz’a da uğrasanız, bürokratlarınızdan Kiraz ile ilgili dosyaları isteseniz, eminim Seferihisar söz konusu olunca ‘‘Koşun koşun, patron geldi’ diye seferber olan bürokratlarınız, ‘’Koşun koşun patron Kiraz’a da geldi’ diyerek biraz da bizimle ilgilenecektir… Mesela tarla yollarının onarımı, mısır tarlalarından yollara taşan suların arklar içine alınması, zirai tarıma ve hayvancılığımıza yapılabilecek destekler konusunda kafa yorsalar, hayvan, karkas et ve süt fiyatlarındaki oynaklığa eğilip, ‘’Koşun koşun patron geliyor, bir şeyler yapalım’’ deseler… Kiraz’ın da otopark ihtiyacı olduğunu görseler, nasıl olur? Sizce de iyi olmaz mı?..