Dedenin Kahvesi



Dedenin Kahvesi, Kiraz-Alaşehir yolu üzerinde bulunan eski bir yerleşim yeridir. Kiraz ile Karaburç Mahallesi'nin arasında bulunmaktadır. Batısında Kiraz, doğusunda Karaburç Mahallesi, kuzeyinde Aydoğdu Mahallesi yer alır. Aydoğdu Mahallesi'ne ayrılan tali yolun hemen karşısında yer alan Dedenin Kahvesi, bölgenin önemli ticaret merkezlerinden biridir.

Burada yaşayan yerli halk, bu yolun eskiden toprak yol olduğunu, çalılık ve ağaçlarla kaplı bir alan olduğunu ifade etmektedir. Buraya ‘Dedenin Kahvesi’ denmesinin sebebi, bir Alevi dedesi tarafından satın alınmış olmasından dolayıdır. Bu zat, Kiraz ve köylerinde bezirganlık yaparken Çömlekçi köyüne gelip yerleşmiştir. O tarihlerde pek değerli olmayan bu yerin Tik Elif lakaplı bir kadın tarafından bezirgancılık yapan Alevi dedesine cüzi bir fiyata satıldığı veya bedelsiz olarak verildiği halk arasında yaygın olarak anlatılmaktadır. Bezirgancı Dede, yol üzerinde satın aldığı bu yeri temizleyerek inşaata başlamış, buraya bir ev yanına da kahvehane yapmıştır. Kiraz-Alaşehir yolu, 1980 yılından sonra genişletilerek asfaltlandıktan sonra burası, önemli bir konaklama ve dinlenme tesisi hüviyeti kazanmıştır. Alevi dedesinin Ali, Mehmet ve Hasan isimli oğulları ile bir de kızı vardır. Bugün evlatlarından hiçbiri hayatta değildir. Dedenin Kahvesi, günümüzde aynı isimle hizmete devam etmektedir.

1990 yılında Karaburç Cumhuriyet İlköğretim Okulu'na müdür olarak tayin olmuştum. Yıllarca bu yoldan gelip gittim. Dedenin Kahvesi, yaz aylarında çok hareketli olur. Sabahleyin ameleler, burada toplanır ve akşam yine buradan dağılırlardı. Yol üzerinde olduğundan burası, bölgenin salatalık toplama merkezidir aynı zamanda. Tüccarların ziraatçıyla buluştukları, oturup pazarlık ettikleri bir buluşma yeridir. Kahvehanenin yanında bakkaldan büyükçe, marketten küçükçe bir dükkan mevcuttur. Müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda her şey satılırdı burada. Lüks kesesinden piknik tüpüne, tütün ipinden şambrel lastiğine, bebek bezinden bulaşık deterjanına, ekmek-gevrek, bakliyat ve temel gıda maddelerinden plastik toplara kadar ürün çeşitliliği ile küçük bir marketi andırıyordu. Kiraz’dan almayı unuttuğumuz bazı ihtiyaçları buradan alırdık Karaburç’a giderken. O yıllarda Türkiye Gazetesi'nin Kiraz’da bürosu vardı. Gazete, promosyon olarak bisiklet ve faks dağıtıyordu. Vakit buldukça hafta sonları Türkiye Gazetesi Kiraz Temsilcisi kadim dostum Nazif Harupçu ile Alaşehir-Derbent’e kadar gider, abone çalışması yapardık. Gazetenin elemanlarından İbrahim Bey, Dedenin Kahvesi'ne yakın bir yerde aracıyla kaza yapmış ve maalesef genç yaşında vefat etmişti. Evlatları yetim kalmıştı. Dedenin Kahvesi'nden her geçişimde bu talihsiz olayı hatırlar ve duygulanırım.

Keles’te bir zamanlar iki kardeş yaşarmış. Bölgeye gelen ilk Türkmen Yörüklerinin bu kardeşler olduğu rivayet edilir. Birinin adı Keleş, diğeri Gacar İbrahim’dir. Fakat iki kardeş, bir türlü geçinemezlermiş. Keles Ovası birine fazla, ikisine dar gelirmiş. Bir gün Gacar İbrahim, genç devesine ağır yük yüklemiş. Dorum devesi, yükünü kaldırmakta çok zorlanmış. Genç deve, zorlanmadan mütevellit gaz kaçırsa da yükünü kaldırmayı başarmıştır. Bu olay, yörede bir deyimin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Halk kültüründe bir deyim olarak yüzyıllardır söylenegelmiştir. “Gacar devesi gibi osurta osurta alırım” sözü, daha ziyade alacağı olup da alamayan biri için söylenir. Bir zaman sonra iki kardeş, Denizli’ye yerleşmeye karar verirler. Yüklerini sararlar ve yola revan olurlar. Dedenin Kahvesi'ne geldiklerinde son kez Keles’e bakarak şöyle derler: “Keles bir kardeşe çok, iki kardeşe azdır.”[1]

Bu iki deyim, halen Kiraz’da kullanılmaktadır. Deyimlerimizin nereden geldiğini bilmek ve bunları gelecek nesillere aktarmak, kadim kültürümüzü ve geleneklerimizi yaşatmak, hepimizin öncelikli görevi olmalıdır.

Selam ve muhabbetle efendim, hoşça kalınız.



    Tarihimizden Diğer Haberler
  • KİRAZ İSABEY CAMİİ-2
  • Şükrü Hocaların Hanı
  • Kiraz’ın bağrında hayvan hastanesi olmaz
  • Kiraz, yayla hayvancılığı ile de kazanır
  • Suludere Yeraltı Barajı aciliyettir
  • Büyük olsun, hepimizin olsun
  • ÖNCÜ (ÖNDER) ARANIYOR.
  • KONU KİRAZ’a HİZMET İSE ....
  • Seferihisarlı patron Kiraz’a da uğrasa
  • DOKUNMAYIN BENİM YEŞİL(KELESiME) KİRAZI'MA
  • DAĞLARİNDA ÇİÇEKLER AÇMIŞ MEMLEKETİMİN
  • Kiraz’ın en önemli meselesi
  • Oldu mu başkanım????
  • Nerede o eski Ramazanlar…
  • Bir dostun ardından
  • Ah virüs vah virüs
  • Medeniyet dediğin
  • ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANIDIR
  • Zalimsin işte Amerika
  • Umurcalı Köyü Mezarlığı
  • KİRAZ’IN İHTİYACI DAYANIŞMA VE KUCAKLAŞMADIR
  • Offf ki offfff!!!!!
  • Çömlekçi köyü avarız defteri
  • Sonumuz geldi mi ne?
  • Gazozcu Hakkı-2
  • Yüreğim yanıyor
  • Satmışım anasını ben bu dünyanın
  • Gazozcu Hakkı Coşkun
  • Zehir yiyor, zehir içiyoruz
  • Sağduyu
  • Laf olsun torba dolsun
  • Laf olsun torba dolsun
  • Biraz nostalji
  • Kaymakam Sabit Arlı
  • Karaayak zeybeği
  • Başpehlivan Demirci Hüseyin
  • Gevrekçi Ese Emmi-2
  • Gevrekçi Ese Emmi
  • Dedenin Kahvesi
  • Kelesli Ayşe Hoca
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü-2
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü
  • Ulupınar
  • Han Yıkığı
  • Goca Keles(li) -2
  • GOCA KELES(Lİ)
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -II
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -I
  • Keles’in eski hanları (3)
  • Keles'in eski hanları (2)
  • KELES’İN ESKİ HANLARI (1)
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım

    Günün Sözü

      Yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz...