Kiraz yöresinde tekke kültürü



Türkler, IX. yüzyılın sonlarından itibaren kitleler halinde İslamiyet’i kabul ederken bir yandan da güçlü bir şekilde eski inançlarını İslami bir cila altında yaşamaya devam etmişlerdir. Onlar, Anadolu’ya gelişleri sırasında ve Anadolu’da karşılaştıkları inanç ve kültürlerden etkilenerek bunları da bünyelerine almayı ihmal etmemişler, böylece çok katmanlı bir inanç dünyasını oluşturmuşlardır.

Anadolu’ya gelen Türkmenler, dini bilgileriyle etraflarında bulunan nüfusun da etkisiyle Anadolu’nun her köşesinde tekke ve zaviyeler kurarak faaliyette bulunmuşlardır.Muhtelif tarikatlara mensup bu dervişlerin Türkmenlere öğrettiği Müslümanlık; onların yaşayışına uygun, sade ve daha çok menkıbelere dayalı tasavvufi yönü ağır basan bir anlayışa sahipti. Bektaşi tarikatına mensup olan bu dervişler, İslam’ı abdal, ata, dede ve baba unvanlarını taşıyan Yesevi, Kalenderi, Haydari, Vefai, Babai ve Bektaşi tarikatlarına mensup derviş ve şeyhlerden öğrenmişlerdir. Alevi ocak kurucusu olarak kabul edilen kişilerin neredeyse tamamı, isimleri sayılan tarikatların temsilcisi olan bu heterodoks dervişlerdir (Sadullah GÜVEN, Heterodoks Dervişler ve Alevîler, Ankara, 2018).

Kiraz yöresine yerleşen Türkmenlerin çoğunlukla Türklerin Bozok koluna mensup Avşar boyuna bağlı aşiretler ile Üçok kolunun Salur boyuna bağlı aşiretlerden oluştuğu anlaşılmaktadır (Ali AKSAKAL,“Kiraz, Her Yönüyle Keles’ten Kiraz’a Yolculuk”, sh.69). Anadolu’nun Türklere yurt olmasıyla birlikte Orta Asya’dan göç eden Türkmenlerin bir kısmı, Küçük Menderes’in verimli topraklarına yönelmişler ve Keles’i yurt edinmişlerdir. Türkmenlerin bölgeye gelmelerinden önce bu topraklarda yaşayan kavimler, zengin bir kültür ve medeniyet mirası bırakmışlardır. Küçük Menderes Havzası, medeniyet ve kültürlerin harman olduğu bir bölgedir. Kiraz, yerleşim olarak da tarih öncesinde yaşayan medeniyetlerin üzerinde kurulmuştur. Birçok medeniyet, bu toraklarda hüküm sürmüştür.

Bölge insanının yaşamlarındaki sadeliği, hoşgörüsü ve gönül zenginliği, tasavvufi yönü ağır basan sade bir İslam öğretisine sahip olmalarıyla açıklanabilir. Bölgede geçmişten günümüze kadar gelen Tekke kültürü, ele alınması gereken önemli kurumların başında gelmektedir. Kiraz’da tespit edilebilen üç tekke bulunmaktadır. Yukarı Çayağzı Elbi Mahallesi'nde bulunan tekke, bir Alevi tekkesidir. Vakıflar Mahallesi mezarlığında bulunan tekke, daha çok bir türbeyi andırmaktadır. Yerli halk tarafından bu yapı, tekke olarak bilinmektedir. Umurcalı Mahallesi'nin batısında yer alan tepede ‘Üç Şehitler Tekkesi’ bulunmaktadır. Buradaki yatırların halk arasında anlatılan bir menkıbesi de mevcuttur. Umurcalı Tekkesi’nin Osmanlı döneminde gözetleme karakolu olarak kullanıldığı, burada bulunan üç mezarın da bu tepede görev yapan askerlere ait olduğu tahmin edilmektedir.

Mevcut tekkelerin geçmişten günümüze tarihleri ile dini açıdan yerine getirdikleri görevleri ele almaya çalışalım.Yukarı Çayağzı Mahallesi'nde bulunan kadim mezarlıkta Alevi tekkesi bulunmaktadır. Tekke; dikdörtgen planlı, üstü açık, moloz taş örgülü olup yapının doğusunda mihrabı bulunmaktadır. Akpınar Mahallesi Tekke yaylasında yaşayan halkın bilinmeyen bir sebepten dolayı Yukarı Çayağzı Mahallesi'ne yerleştikleri ve Elbi’yi kurdukları söylenir (Arkeolog, İlhan AKÇAY).

Şimdiki Çayağzı Mahallesi'ne bağlı Elbi Mahallesi'nin bulunduğu yerdeki antik yerleşimin adı, Baratta/Baretta idi. Ön-Türkçede “bar = büyük”, “atta=baba ve ata” anlamlarına gelmektedir. Baretta, “Büyük Ata” anlamına gelir. Daha sonra adı Elbi olarak değişmiştir. “El=halk”, “Bi=Bey” ve “Elbi=Ülkenin Beyi, Beyin Halkı” gibi anlamlara gelmektedir. Baratta ile Kilbianon (Keles) Ovası'ndaki diğer şehir Keaia ile birlikte sikke bastırarak kullanmışlardır. Bizans İmparatoru Marcianus’un 451 yılında İstanbul-Kadıköy’de topladığı IV. Ruhban Meclisi'ne Baratta (Elbi) Kilisesi'nin papazı da katılmıştır (Ali AKSAKAL,“Kiraz, Her Yönüyle Keles’ten Kiraz’a Yolculuk”,sh.74).                 

Roma döneminde kilisesi olan bölgenin önemli bir dini merkez olduğu anlaşılmaktadır. Bölgeye Türkmenlerin gelmesinden sonra yerli halk tarafından Alevi Tekkesi inşa edilmiştir. Alevi Tekkesi, işlevsel olmamakla birlikte mevcut kimliğini günümüze kadar koruyabilmiştir. Geçmişte Elbi’nin çok kültürlü bir inanç merkezi olduğu, bu iki örnekten anlaşılmaktadır.

Haliller köyü kurucusu, Karaman emirlerinden Kara Halil Bey'dir. Karaman emirlerinden Kutlu Bey’in kardeşi olan Kara Halil Bey, Aydınoğlu Beyliği'ni kuran ailenin de damadıdır. Kara Halil Bey, Aydınoğlu Mehmet Bey’in kardeşi Hasan Bey’in kızı Sultan Şah ile evliydi. Vakıflar Mahallesi'nde bulunan türbe ile ilgili değişik efsaneler anlatılırsa da türbenin Kara Halil Bey'e ait olması daha güçlü bir ihtimaldir (Ali AKSAKAL, Kiraz, Her Yönüyle Keles’ten Kiraz’a Yolculuk, sh.73).

Haliller Köyü Vakıflar Mahallesi'nde bulunan türbe; etrafı açık, kare planlı, tuğla örgülü bir kubbe ile kaplıdır. Türbede yer alan mezarın baş şahidesinde isim yazmamaktadır. Mezarın ayak şahidesi yoktur. Mezar taşı da muhtemelen başka bir mezara aittir. Türbe, Vakıflar Mezarlığı'nın doğusunda bulunmaktadır. Aydınoğlu sülalesinin damadı olan Kara Halil Bey'in bu türbede yattığı sanılmaktadır. Halk arasında türbe, yatır olarak bilinmektedir. Bu türbe (tekke), yörenin önemli bir ziyaret merkezidir. Halen Orta Asya Şaman kültürünün bölgede yaygın olduğu, türbeye gelen ziyaretçilerin burada adaklar adadığı, çaput bağlayarak dilek diledikleri gözlemlenmektedir.

Yazımıza önümüzdeki hafta devam edeceğiz. Sağlıcakla kalın, hoşça kalın, selam ve muhabbetle.                                                                           



    Tarihimizden Diğer Haberler
  • KİRAZ İSABEY CAMİİ-2
  • Şükrü Hocaların Hanı
  • Kiraz’ın bağrında hayvan hastanesi olmaz
  • Kiraz, yayla hayvancılığı ile de kazanır
  • Suludere Yeraltı Barajı aciliyettir
  • Büyük olsun, hepimizin olsun
  • ÖNCÜ (ÖNDER) ARANIYOR.
  • KONU KİRAZ’a HİZMET İSE ....
  • Seferihisarlı patron Kiraz’a da uğrasa
  • DOKUNMAYIN BENİM YEŞİL(KELESiME) KİRAZI'MA
  • DAĞLARİNDA ÇİÇEKLER AÇMIŞ MEMLEKETİMİN
  • Kiraz’ın en önemli meselesi
  • Oldu mu başkanım????
  • Nerede o eski Ramazanlar…
  • Bir dostun ardından
  • Ah virüs vah virüs
  • Medeniyet dediğin
  • ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANIDIR
  • Zalimsin işte Amerika
  • Umurcalı Köyü Mezarlığı
  • KİRAZ’IN İHTİYACI DAYANIŞMA VE KUCAKLAŞMADIR
  • Offf ki offfff!!!!!
  • Çömlekçi köyü avarız defteri
  • Sonumuz geldi mi ne?
  • Gazozcu Hakkı-2
  • Yüreğim yanıyor
  • Satmışım anasını ben bu dünyanın
  • Gazozcu Hakkı Coşkun
  • Zehir yiyor, zehir içiyoruz
  • Sağduyu
  • Laf olsun torba dolsun
  • Laf olsun torba dolsun
  • Biraz nostalji
  • Kaymakam Sabit Arlı
  • Karaayak zeybeği
  • Başpehlivan Demirci Hüseyin
  • Gevrekçi Ese Emmi-2
  • Gevrekçi Ese Emmi
  • Dedenin Kahvesi
  • Kelesli Ayşe Hoca
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü-2
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü
  • Ulupınar
  • Han Yıkığı
  • Goca Keles(li) -2
  • GOCA KELES(Lİ)
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -II
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -I
  • Keles’in eski hanları (3)
  • Keles'in eski hanları (2)
  • KELES’İN ESKİ HANLARI (1)
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım

    Günün Sözü

      Yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz...