Ben, bizim kuşağı her zaman şanslı görmüşümdü. Belki akıllı telefonlara, bilgisayar teknolojisine pek alışamadıksa da yine de şanslı kuşak biziz. Neden mi? Anlatayım.
Kiraz'ın ortasından akan Küçük Menderes'in adı, Keles Çayı olarak bilinir. Kış geldi mi Bozdağ beyaz kepeneği giydiği yani karla kaplandığı zaman deli Keles Çayı; başka bir güzel akmaya başlar, bir de yağmur yağdı mı bir başka delirir, gürültüsünden halk köprü başına toplanır, çay hakkında konuşulur,kimi korku, kimi şaka ile çayın ne zaman afete neden olacağını tartışırdı. Benim bildiğim bir kere taştı, o da Orman Dairesi'nin depoladığı çam kütükleri yüzündendi.
Bir de yaz mevsimi geldi mi deli Keles Çayı iyice durulur; içinde mercan balıkları, yılan balıkları, bizim çocukken söylediğimiz taş balıkları yüzerdi. Balık yakalamak isteyenler çaya iner, balıkları yakalamaya çalışırdı. Bizim mahallenin usta balıkçısı, şimdi emekli polis memuru Fethi Demirhisar'dı. Fethi, çaya filesini (serpme) öyle ustalıkla atardı ki hiçbir balık kaçamazdı. Fethi büyük balıkları alır, küçükleri tekrar dereye bırakırdı. Karaman'da ise Allah rahmet eylesin Cavit Kuru Hocam, eliyle yakalardı balıkları. Biz de çayın serin sularında yüzer, serinlemeye çalışırdık. Eve gelince annemden yediğim dayağı saymazsak tabi.
Peki ne oldu Keles Çayı'na? Şimdi içinde sadece kurbağaların yaşadığı, pis kokan dere haline geldi. Ben bir bilim adamı değilim ama şunu iyi biliyorum ki tatlı su balıkları, yumurtalarını suyun çıkış noktasına doğru hareket ederek bırakır. Biz ne yaptık? Dereyi ıslah etme adına çayın önüne setler yaptık, balıkların yumurtlamasını önledik.
İkinci vahim şey, mandıraların atık sularını çaya akıtmalarıydı. Eski Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ahmet Akbaba, bu konuda bayağı mücadele etmiş. Dönemin belediye başkanlarına defalarca baş vurmuş ama hep vaatten başka bir alamamıştı. Bendeniz de o dönemde hem Yeni Asır hem Gazete Ege hem 2000'e Doğru gazetelerinin yerel muhabirliğini gerçekleştirip haftada bir mandıraların atık sularıyla ilgili haber yapıyordum ama yetkililer, bugünkü gibi kulaklarını tıkayıp çevre sorununa duyarsız kaldılar.
Bugün sorun çözüldü mü? Hayır. Atık su sorunu, hala devam ediyor. Baraja salınan su hala tam kapasiteyle arıtmıyor, mandıralar denetleniyor yani elbirliğiyle o güzelim Keles Çayımızı yok ediyoruz.
Umudum yok ama ben yine de buradan çağrımı yenileyeyim. Kiraz'ı yönetenler! Çevreye sahip çıkalım, çocuklarımıza güzel bir doğa bırakalım.
Çayda yeniden balıkların yüzmesi hiç zor değil, sadece bunun için irade gösterelim.
Bu haftalık bu kadar, haftaya görüşmek üzere.
HOŞÇA KALIN,
DOSTÇA KALIN,
ATATÜRK'TE KALIN...
Tel: 0 545 305 92 42