Şükrü Hocaların Hanı



Rahmetli Şükrü Hoca, Suludere köyündendir. Üç oğlu vardır. En büyük oğlu Hüseyin Ağa’dır. Şükrü Hoca, zengin ve varlıklı bir adamdır. Hanın Kahvesi’ni Şükrü Hoca’nın diğer oğlu Necati Bey işletirdi.  Han, Sabit Arlı Caddesi ile Çolak İbrahim Bey Caddesi’nin birleştiği köşede yer alan büyükçe kâgir bir bina idi. Hanın işletmecisi ve sorumlu müdürü, Şükrü Hoca’nın büyük oğlu Hüseyin Ağa idi. 

Müdür odasının batı duvarında kenarları çiçek desenli, alçıdan yapılmış üzeri yaldızla boyalı, Ermeni usta işi büyükçe bir ayna, aynanın kenarında saatli maarif takvimi, aile büyüklerinin yer aldığı aynaya iliştirilmiş birkaç siyah beyaz fotoğraf mevcuttu. Hanın banisi Şükrü Hoca’nın siyah beyaz çerçeveli resmi; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin yanında, müdür masasının tam arkasında asılı idi. Girişte ahşap bir masa, masanın önünde iki adet yeşil renkli deri koltuk, odaya resmiyet katıyordu. Masanın üzerinde handa konaklayanların bilgilerinin kurşun kalemle yazılı olan büyükçe bir işletme defteri vardı. Parasını peşin verenler olduğu gibi veresiye yazdıranlar da olurdu işletme defterinde.

Han, salıyı çarşambaya bağlayan gecelerde dolu olurdu. Kiraz’ın yayla (Sarıkaya, İğdeli, Ozan, Ovacık, Başaran, Cevizli) köylerinden Keles Pazarı’na gelen köylüler, at ve eşekleriyle kestane, ceviz, fasulye, elma vs. getirirlerdi. Köylüler; çarşamba gecesi binek hayvanlarıyla gelirler, bir gece otelde kalırlar, ertesi günü pazarlanırlar, alacaklarını alırlar, satacaklarını satarlar ve köylerine dönerlerdi.

Hanın doğu kapısı bitişiğinde Musa Bey terzilik yapardı. Ödemiş esnafından Sözen Kunduraları’nın sahibi Abdullah Sözen’in dükkânı, Musa Bey’in dükkânının bitişiğindeydi. Sözen Kunduralar’ın sahibi Abdullah Bey, Musa Bey’in eniştesi oluyordu. O da hanın kiracılarındandı. Yağlarlı İbrahim Bey’in eşine ait dükkânın kiracısıydı Abdullah Sözen. Dükkânını sadece Keles Pazarı’nda açardı. Diğer günler Ödemiş’te esnaflık yapardı. Yağlarlı İbrahim Bey, Şükrü Hoca’nın güveysi (eniştesi) idi.

Kahvenin batısında İhsan Usta’nın fırını vardı. Bu fırın; sonraki yıllarda eczacı Ahmet Niğde’ye, ondan da Sağırların Tevfik Bey’e geçti. Şimdi burada beş katlı bir apartman mevcuttur. Zemin katında halen Tevfik Bey sarraflık yapmaktadır. Çınarlara doğru inerken solda Şükrü Hoca’nın Mehmet Ağa’nın bakkal dükkânı vardı. Onun altında ise Ömer Dede’nin Şükrü Uysal’ın bakkal dükkânı vardı.

Şükrü Hocaların hanı, tahta merdivenli kâgir bir bina idi. Hanın doğuya bakan altı odası mevcuttu. Bahçeden merdivenlerle sofaya çıkıldığında merdiven başındaki odada Şükrü Hocaların Hüseyin Ağa’nın oğlu Dilsiz Muammer terzilik yapardı. Bu odalar, hanın sofasına açılmaktaydı. Odalar, pek muhafazalı değildi. Evimiz hana yakın olduğundan çocukluğumda bahçesinde çok oynardık.

Çocukluk yıllarıma ait hatıralarımda Şükrü Hocaların Hanı’nın önemli bir yeri vardır. Terzilik işimiz olduğunda rahmetli annem, beni dilsiz Muammer Amca’ya gönderirdi. Dilsiz Muammer; temiz giyimli, namazında niyazında, dindar birisiydi. Her zaman tıraşlı olurdu ve kendisine iyi bakardı. İsa Bey Camii’nin cemaatindendi. Baba dostumuzdu. Dilsiz Muammer Amca, zeki bir insandı. İşaret diliyle her konuda anlaşırdık.

Hanın altındaki kapalı bölümde hayvanların bağlandığı büyükçe bir ahır vardı.  Hanın bahçesi genişçe idi. Hanın bahçesinde hayvanların bağlandığı demir halkalar ile hayvan yemi konulan uzunca aharlar mevcuttu.  Bu han, daha sonraları Çetinkayalara satıldı. Yeni sahipleri, bu hanı yıktılar ve yerine bugünkü Çetinkaya Pasajı (İş Hanı) yaptılar. Pasajın zemin katında farklı iş kollarından esnaf yer almaktadır. Bu pasaj, Çınarların bulunduğu mevkiye açılmaktadır.

Yaklaşık bir yıldan bu yana Menderes Doğuş Gazetesi’nde Kiraz’la ilgili yazılar yazıyorum. Gazetedeki köşemin başlığını da bu handan mülhem “Han Kahvesi” koydum. Çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği Kiraz’da yaşadıklarımı duyduklarımı ve gördüklerimi bir araştırmacı gözüyle bilimsel metotlardan geçirerek sizlerin beğenisine sunmaya çalışıyorum. Bundan böyle imkânım oldukça da yazmaya çalışacağım. İleride yazılarımı bir kitapta toplamak istiyorum. Bana bugüne kadar verdiğiniz manevi destekleriniz için çok teşekkür ediyorum. Kiraz’la ilgili bilgisi ve hatıraları olanlar, iletişim adreslerimden bana ulaşabilirler. Sizlerin desteğiyle Kiraz’ın kalbine seyahat etmeye devam edeceğiz inşallah. Sağlıcakla kalın, hoşça kalın.

Mehmet KAMER/Han Kahvesi



    Tarihimizden Diğer Haberler
  • KİRAZ İSABEY CAMİİ-2
  • Şükrü Hocaların Hanı
  • Kiraz’ın bağrında hayvan hastanesi olmaz
  • Kiraz, yayla hayvancılığı ile de kazanır
  • Suludere Yeraltı Barajı aciliyettir
  • Büyük olsun, hepimizin olsun
  • ÖNCÜ (ÖNDER) ARANIYOR.
  • KONU KİRAZ’a HİZMET İSE ....
  • Seferihisarlı patron Kiraz’a da uğrasa
  • DOKUNMAYIN BENİM YEŞİL(KELESiME) KİRAZI'MA
  • DAĞLARİNDA ÇİÇEKLER AÇMIŞ MEMLEKETİMİN
  • Kiraz’ın en önemli meselesi
  • Oldu mu başkanım????
  • Nerede o eski Ramazanlar…
  • Bir dostun ardından
  • Ah virüs vah virüs
  • Medeniyet dediğin
  • ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANIDIR
  • Zalimsin işte Amerika
  • Umurcalı Köyü Mezarlığı
  • KİRAZ’IN İHTİYACI DAYANIŞMA VE KUCAKLAŞMADIR
  • Offf ki offfff!!!!!
  • Çömlekçi köyü avarız defteri
  • Sonumuz geldi mi ne?
  • Gazozcu Hakkı-2
  • Yüreğim yanıyor
  • Satmışım anasını ben bu dünyanın
  • Gazozcu Hakkı Coşkun
  • Zehir yiyor, zehir içiyoruz
  • Sağduyu
  • Laf olsun torba dolsun
  • Laf olsun torba dolsun
  • Biraz nostalji
  • Kaymakam Sabit Arlı
  • Karaayak zeybeği
  • Başpehlivan Demirci Hüseyin
  • Gevrekçi Ese Emmi-2
  • Gevrekçi Ese Emmi
  • Dedenin Kahvesi
  • Kelesli Ayşe Hoca
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü-2
  • Kiraz yöresinde tekke kültürü
  • Ulupınar
  • Han Yıkığı
  • Goca Keles(li) -2
  • GOCA KELES(Lİ)
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -II
  • KİRAZ KARAKUCAK GÜREŞLERİ -I
  • Keles’in eski hanları (3)
  • Keles'in eski hanları (2)
  • KELES’İN ESKİ HANLARI (1)
  • Arşiv

    Üye Girişi

    E-Mail:   

    Şifre:   

    • Şifremi Unuttum • Yeni Üye • Hesabım

    Günün Sözü

      Yiğit yaşadığı günün hesabını yapmaz...